Recent Comment

Follow Us

17.08.1999 Sesimi Duyan Var mı?



devlet, uyuyordu.
ne olduğunu, nerede olduğunu bilemedi.
3:02'den sonra yaklaşık bir buçuk saat daha uyudu.

iletişim altyapısı, göçtü.
kimse kimseyi ne arayabildi, ne sorabildi.
çok övünülen iletişim şebekeleri, alternatifleri olmadığı için uzun süre sustu.

binalar, çöktü.
işbilmez, gözünü para bürümüş ellerde deniz kumundan yapılan mukavemetsiz binalar bir bir yıkıldı.

nice canlar vardı.
kimisi enkaz altında hayatını kaybetti, kimisi enkaz altından kurtularak hayata tutundu.
o günün yaşattığı büyük acıyı yüreklerine hapsederek hayatlarına devam etti.

insanlara mezar olan binaları yapanlar.
bazılarının davası zaman aşımına uğradı, bazıları tazminatla yırttı, bazısı da kısa ve indirimli ceza süresini doldurup cezaevinden çıktı.

kızılay, sınıfta kaldı.
köhnemiş, su alan çadırları ve çürümüş teçhizatıyla yardıma muhtaçtı.

saatler, her birine umut bağlandı.
geçen her saatle umut arasında şiddetli bir mücadele yaşandı.
enkaz altından sağ salim çıkan her can umutları yeşertti.

"sesimi duyan var mı?" nidaları, her yerde yankılandı.
kulaklar beton ve moloz yığınlarına dayandı.
o anlarda etraftaki tüm insanlar, makinalar, mahlukat ve tabiat sustu.

toplanan yardım paraları.
akıbetleri, ne kadarının alaşağı edildiği ve ne kadarının hizmet için harcandığı hiçbir zaman bilinemedi.

gözyaşı, sel olup aktı.
ben ağladım, sen ağladın, biz ağladık, herkes ağladı.

zaman, acıları unutturmak için çabaladı.
bizlere unutturmadı.
lakin, deprem konusunda ders ve önlem alması gereken kişilere, unutulmaması gereken şeyleri bir bir unutturdu.